29 Ağustos 2013 Perşembe

İki bira yeter benim aşk'a susamış gönlümü doyurmaya,
Peki senin doyman için daha kaç yatak gerekli aşk'ına?

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Tükenmez Kalem Tükendi...


Kaç yaprak kaç satır harcadım
İçimdeki seni anlatabilmek uğruna
Tükenmez dediğim kalem bile tükendi artık
Satırlarca ağlaya ağlaya akıttı mürekebini
Bir adın kaldı aklımda
Derin acı ve sızılarımı hatırlatan
Bir de "hiç ayrılmicaz" derkenki silüetin var hatırımda...

Yeni yeni tanıyormuşum meğer insanları
Yeni öğreniyormuşum sahte sözleri ve kahpelikleri
Oysa sevilmeyi, sahiplenilmeyi öğrendim sanmıştım seninle,
Hayata yenilmemeyi
Gözlerini gördüğümde gülebilmeyi 
Öğreniyorum sanmıştım seninle...

Kimler neler söylemişti de,
Yokluğunun nasıl acı verdiğini kimselere diyememiştim
Herkes seni bilirdi de
Haysiyetsizliğini bir ben görememişim
Şimdiler anlıyorum insanlara güvenilmemesi gerektiğini
Yeni yeni öğreniyorum
Sevdikçe sevilmiceğini...

Yüreği yandıkça pişiyor insanoğlu
Pişdikçe anlıyor ne kadar iyi olursan o kadar s....ceğini
Küfür etmek istemezdim bende ama
Küfürün bile hafif kaldığı insanlıklarla dolu bu dünya
O yüzden şimdi her şerefsize
Şerefsizce bir elveda.
Sevgi yerine verdiklerin kalsın yataklarda o piçin altında
Ben yokluğunu yaşarım 
Hayalimde masum sen ruhuyla...

Uğrunda Harcadıklarım

Gülleri soldurdum uğrunda,
Kanamaktan kabuk tutmuş yaralarıma ol diye melhem...
Geceleri sildim gözlerimden,
Güneşim,saydım seni, kimi zaman yüzüne bile bakamadım, ateşinden...

Zamanı bile harcadım uğrunda,
Gözlerindeki parlaklığı ömrüm boyunca göster diye bana...
Şimdilerde bomboş ellerim ne harcıyacak birşeyim,
Ne de uğruna harcanacak ''sen'' varsın...

Ayrıldığımızdan beri kalplerimiz,
Özlediğim her an durduruyorum zamanı...
Çünkü; artık ne biz olabiliriz
Ne de; sen ve ben...

Ben senin kılığına bile dokunamazken,
Sen beni bile harcadın kendin için...
Farkındaydım olanların,
Farkındaydım yüzündeki maskenin...

Ama o son sözlerin mıh gibi aklımda hala,
Neydi bizim derdimiz bizim bile bilemediğimiz,
Oysa her ilmiğini bizim döşediğimiz,
Yarım kalan bir dokuma örneğiydi ilişkimiz...

Bunlar değildi aslında söylemek istediklerim,
Kim dinler ki içimi dökmek istediklerimi,
Hani derler ya, anlatılmaz yaşanılanlar,
Anlatan olsada; anlamaz yaşamayanlar...

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Son Mektup...

Özlem duygusunun .. koymak istiyorum. Özledim, özlüyorum, özlicem! Ama kimselere söylemicem. O bile bilmicek bunu. Ama, ben özlicem... O duymicak ama ven haykırıcam her gece gökyüzüne seni seviyorum diye. Belki biraz yaş dökücem onun olduğu yerin tam aksi istikametine.
Ama susucam ! Konuşmicam artık. Anlayanın olmayınca konuştukların boştur nasılsa. Her geceyi doldurucam onun yokluğuyla. Yokluğunu yakıcam ve dumanında boğucam göz kapaklarımı. Ama o bunların hiç birini bilmicek... Taa ki o son mektubu herkes okuyup herşeyi öğrenene kadar kimse hiçbirşey bilmeyecek...

Ahh! Ahh Şu Yalancılar...

Ah şu yalanlar...
Dostu dosta düşman eder,
Uğruna; insanı sevdiğinden eder,
Hayatları alt üst eder,
Yalanların çobanı yalancı insanlar...

Ah şu yalanlar...
Ah şu yalancılar...
Sorsan hepsi şerefiyle yaşayan namuslu insanlar,
Tanıdıkça yabancılaşırlar
Çünkü; kendilerini bile yalanlarla anlatırlar,
Yalancı, kişiliksiz insanlar...

Ah şu yalanlar...
Öyle bir inanırsınız ki onlara,
Bazen gerçek doğrular sahte gelir gözünüze,
Gerçek olmayan herşey güzel,
Tüm gerçeklikler kötü olur hayatınızda,
Zamanla anlarsın asıl olanı
İş işten geçmiştir
Gitme vakti gelmiştir...

Ahh! Ahhh şu yalancılar...
Öyle yer ederler ki içinizde,
Aylar geçer, yıllar geçer, zaman geçer...
Kapıyı vurup giden,
Başkasına kapılıp gidenler;
Zamana takılıp gidemezler...
Kalbiniz yangın yeri misali,
Gidenleri cehenneminde yaşatır,
Ama acısını size tatdırır...

Ne zamanın faydası vardır yalanlara,
Ne de elinden tutup götürür yalancıları,
Yakalayamadığınız ya da yetişemediğiniz o zaman...
İnanılmaz kimsenin anlattıklarına,
Herkes çıkarı uğruna savurur yalanları başkasına
Tanıdıkça farkedersin yabancılığını sevdiklerinin,
Öğrendikçe anlarsın; kahpe olduğunu bütün kulların...

Yeni Umutlar..

Yeni bir gün, yeni bir hayat...
Yeni düşünceler, yeni umutlar...
Sönmemiş ateşin külleri olsada geçmişimizde,
Elbet bir gün bir rüzgar esicektir o küllerin üstüne...
Ardından bir yağmur, istemesek de temizleyecektir külleri
Ve; elbette bir güneş doğucaktır
Yağmurlu günlerin karanlığı aydınlatan
Henüz ufukta güneşi göremesemde
Esen rüzgarların serinliği var yüreğimde
Henüz silinmemiş olsada geçmişim
Hatırlamamı engelleyen biri var ellerimde
Geçmeyen geçmişimi düşünmektense;
Gelecekte göreceklerim aklımdan geçmekte...
Elveda dün'lerime...

Hadi Hayat Kapat Işıkları...

Hayat hadi kapat ışıkları yatalım artık
Çok geç kaldık uykuya dalmak için
Vakitte geçti zaten
Hadi söndür ışıkları kapatalım göz kapaklarımızı...

Sessizliğin okyanusunda boğulalım
Yüzmeyi unutalım
Karanlıklarda gördüğümüz ışığın peşinden koşalım...
Hadi inat etme kapat artık ışıkları yatalım...

Kimse görmeden kan çanağı gözlerimizi
Kimse duymadan feryad edişlerimizi
Sesimizi duyuramadığımız sevdiklerimizi
Unutalım herşeyi...
Hadi hayat kapat artık ışıkları yatalım artık...
Vakitte geldi, hakkımızda bitti zaten
Hadi kapatalım artık göz kapaklarımızı...

Çağır şu azraili,
Sersin artık önümüze sırat köprüsü dediklerini
Geçmesekde düşelim aşşağı
Yeter ki bitsin bu oyun dedikleri
Kapat artık tüm lambaları
Ben kapatıyorum göz kapaklarımı...

Hani Giderken...

Hani giderken tüm rüzgarı arkana alıp,
Bütün gemilerimi yakıpta gittin ya;
Ateşinle sana ulaşmaya çalışıp, hiç yaklaşmayayım diye...

Hani, giderken gözlerime son bir bakış attın ya,
Her an benim ol, ama ben senin olamam,
Bana bahşettiklerini sana sunamam der gibi, gittin ya...

Hani, giderken son bir kez sarılıp koklamak istediğimde,
Bana sanki azrailim gibi sarılıp kokladın ya,
Hiç gözlerin dolmadı ama, gitmek zorundaymışsın gibi bakıpta gittin ya...

Hani, giderken dedin ya belki bir gün yine kesişir yollarımız,
Belki kaderimsindir, kaderinimdir demiştin ya,
Bir daha çıkamazdım ki karşına seni onunla gördükten sonra...

Hani giderken demiştin ya seni sevmiyorum artık diye,
Seni haketmiyorum demiştin ya...
Peki ben sensizliği hakediyor muydum?

Hani giderken gözyaşlarımı silmiştin ağlama demiştin ya,
Giden sevgiliyi izlemek o kadar kolay mı sanıyordun sen?
Sen ağlamayı unutmuş olabilirsin, ama ben henüz tanışamadım gülüşlerimle
Bir gözyaşlarım var şimdi ellerimde,
Bir de sensizliğe bulanmış hazin duygularım...

Ne Desem Az Gelir Sana..

Ne desem ne yazsam az gelir sana
Okursan belki anlarsın yaralarımı
Dinlesen duyarsın belki kalbimin can çekişlerini
Kim bilir kimlerle neredesin
Kim bilir şimdi hangi gönüldesin 
Şehirlerin hangisinde
Ve hangi bedenlerin ellerindesin
Kim var gönlünde yada kimlere yer verdin içinde
Bilemediklerim bunlar ama
Bildiklerim yakıyor canımı
Seninde canın yanar inşallah
Yatakta olmadığın zamanlarda...

Bir Kere de Bana Dönsün Dünya

Bir kerede benim için dönse şu dünya
Ya da bir kere bana doğsun güneş
Bir kere aydınlansın pesimist düşüncelerim
Bir kere de yanılayım hislerim de
Bir kere de gülsün yüzüm
Solmasın kopardığım güller
Bitmesin kurduğum hayaller
Ya hiç uyuyamayım
Ya da hiç bitmesin rüyalarım...

Hani sizin boy veremediğiniz denizler varya
İşte ben onların en dibindeyim...