30 Ocak 2013 Çarşamba

Ya kefenim ol sar bedenimi, Ya da benim ol; bir ömür sarayım belini...

26 Ocak 2013 Cumartesi

Bir görebilsen yüreğimdeki yerini,
Sarılırdın bana kefenin gibi...

23 Ocak 2013 Çarşamba


Yangın Var Yine Yüreğimde...


Yangın var yine yüreğimde,
Bedenim kor alevler içinde...
Gözyaşı döksem diner sandım, sancım...
Bütün gece oturup yıkılan hayallerime ağladım...

Ne acılarım hafifledi,
Ne de yangını söndü yüreğimin...
Acılara alışmıştım oysa,
Ama sen bambaşka yaktın beni,
Herkesten çok başka...

İlacı senmişsin yanan yüreğimin,
Varlığını hayal edince anladım...
Herşey yandı içimde sen haricinde,
Üfledim geride kalan küllerimi,
Herşey uçtu gitti seninle,
Sevgin kaldı yine yüreğimde...

Dön desem dönmezsin,
Beni de götür desem, götürmezsin...
O halde bu ruh yanmış bedeni sensiz neylesin?

Al eline şimdi bir mermi,
Sözlerinle değil silahınla öldür beni...
Şakaklarıma bir kurşun yeter,
Ölürken gözlerine bakmak bana cehennemi cennet eder...

22 Ocak 2013 Salı

Giderken... Beni Unutmuşsun Ardında...


Giderken herşeyini götürmüşsün,
Hiç birşeyini unutmamışsın...
Unutmamışsın da;
Kalbimi bana bırakmayı unutmuşsun be güzelim...

Yastığımdan kokunu,
Elimden ellerini,
Çerçevedeki resimlerini,
Sana yazdığım şiirleri...

Hiç birşeyini bırakmamışsın geriye,
Peki beni niye unuttun geride?

Gözlerimden gözlerini,
Dilimden nağmeleri,
Verdiğin sözleri,
Rüyalarımdaki seni bile götürmüşsün...

Hiç birşeyini unutmamışsın giderken,
Unutmamışsın da;
Kalbimi bana bırakmayı unutmuşsun be güzelim...

Giderken herşeyini götürmüşsün yanında,
Senden geriye;
Ayrılığı bırakmışsın kollarıma,
Gözyaşlarının hüzüne olan aşkını damlatmışsın göz kapaklarıma...

Hiç birşeyini unutmamışsın giderken,
Ama acısını fazla kaçırmışsın ayrılık aş'ının,
Biraz da soğuk sanki...

Seni mutlu eden herşeyi götürürken,
Beni neden unuttun geride bıraktıklarının içinde?...

Ölümü serdin yollarıma,
En güzel sevdamı zehir ettin boğazıma,
En güzel şarabı almıştım oysa,
Yıllanmış aşk'ların en acısıymış tadın...

Hiç birşeyini unutmamışsın,
Unutmamışsında;
Canımı canında, yüreğimi avuçlarında,
Beni ardında yarım bırakmışsın...

//Ahmet Çağatay

Bedhah Kraliçem...


Sen sadece benim yüreğimde güzelsin,
Sevdikçe değil sevildikçe içime işleyensin,
Sen bedhah kraliçemsin,
Bir ben bedbaht aşığınım..

Toprak olunca bedenimi belki sararsın,
Sevgini ekersin üzerime çiçeklerle,
O zaman çok ağlarsın, çok yanarsın,
Demedi deme...

Gözlerin soluksuz kalır akıttığı yaşlardan,
Yanaklarında gözyaşlarından nehirler oluşur,
Sela verilirken gözlerin yeniden dolacak diye,
Kulaklarını tıkarsın... 
Duymazlıktan gelirsin adımı duyacaksın diye...

Bundan sonra iyi bak kendine,
Senden önce ben parçaladım yüreğimi,
Yüreksiz yaşamayı öğrendim,
Seni sensiz yaşamayı da öğrenirim elbette...
Haydi şimdi güle güle,
Savur vefasız yüreğini elden ele...

//Ahmet Çağatay
                                                    Sen elimde tuttuğum bir ateş,
                                                    Ben'se yanmaya bekleyen bir sigara...
                                                    Bile bile yakıyorum kendimi seninle,
                                                    Ve her nefeste daha çok içime çekiyorum;
                                                    Seni ve zehir gibi sevgini...


19 Ocak 2013 Cumartesi

Alışırsın Ama Unutamazsın...


Unutulmaz hiç bir sevilen,
Ve unutamaz hiç bir seven...
Alışılabilir belki sevdiğinin yokluğuna,
Ama unutulamaz...
Yüreğinin bir köşesinde durur o her zaman,
Taa ki;
Başka biri gelip onun yarım bıraktığı,
Seni içine attığı boşluktan kurtarana kadar...

Hayat ama tabi,
Bir fiil tekerrürden ibaret...
Artçı depremler sonrası sarsıntıda olan beynin,
Oluşan çatlakları kurtarıcının doldurmasını bekler,
Ona alışırsın bu sefer ve sımsıkı sarılırsın...
Dedik ya; hayat tekerrürden ibaret diye,
Daha önce sevilmemiş olmanın
Ve verdiğin değerin fazla gelmesi nedeniyle,
Bir terkediliş veya ihanet romanlarına daha konu olursun...

Yine karışır aklın,
Bu sefer ki deprem daha çok hasar verir beynine...
Güvenmeyi unutursun insanlara,
İnanmayı unutursun...
Acı çekersin, mutluluğun tanımını bile unutursun,
Herşeyi unutursun ama;
Ne sevmekden vazgeçersin,
Ne de sevdiğini unutursun...
Sadece alışırsın, herşeye...
Yalnızlığına, yokluğuna ve onsuz bambaşka  bir hayata
Alışırsın sadece...

18 Ocak 2013 Cuma

Yakıyorum Yokluğunun Acısını

Yakıyorum yokluğunun tüm acılarını,
Tek nefeste içime çekiyorum çıkan dumanı...
Ciğerlerim cayır cayır yanıp kavrulsada acıdan,
Uyuşturuyosun beynimdeki seni düşünen tüm bölgeyi...
Dünyayı durdurup kendine kilitliyosun beni saatlerce...
Bilmiyorsun ki içimde senden ( ) var...

Görüyor musun, bak içimdeki senleri sayamamışım bile,
O cümledeki boşluğu dolduramıyorum çünkü...
Bilmediğimden değil,
İçimdeki sen'lerin sayısındaki virgülden sonra gelen ''99'' ların sonu gelmediği için...
Tabir-i caiz eden bir terim yakıştıramadım oraya...
Ben bile bazen anlayamıyorum,
O kadar 'sen'in arasında 'ben' nerede...

N'olur artık oyun oynama benimle,
Oyun vaktimizi geçeli çok oldu...
Zaten kazananı yok oyunumuzun,
Her seferinde ikimizinde yakıyor canını....
Bencillik edip hile yapayım diyorsunda,
Onu da beceremeyip yüzüne gözüne bulaştırıyosun...

Şimdi aklıma geldi kurnazlıkların,
Bencildin, fil'din falan ama sevmiştim seni...
Yine yokluğun yaktı bak canımı,
Ver dostum ver, ver bir nefes daha...
O senin beğenmediğin pis dediğin ciğerlerime,
Bir girde bak ne kadar sen var içlerinde...
İçerdeyken sol yanıma dokanma,
Oraya girersen sen bile,
Kendini kaybedersin o kadar 'sen'lerin içinde...


15 Ocak 2013 Salı

Sevgiliye Sesleniş...

Nedir bu kıskançlıklarının sebebi?
Beni sana merak ettiren nedir?
Sevgi değil diyorsunda,
Yanımda sana bu kadar güveni ve huzuru yaşatan duygu nedir?

Sevmiyorum diyorsun eyvallah kabul...
Peki ayrılırken neden gözlerin doluyor?
Sarılırken neden en ufak soğuk sızmıyor bedenime?
Öperken nasıl hala o ilk günkü heycanı yaşatabiliyorsun?

Unut güzelim unut...
Ya ayrılığı unut,
Ya da beni unut...
Benim seni unutmaya ömrüm yetmez,
Ama sen beni ya unut, ya da kalbini bende unut...

14 Ocak 2013 Pazartesi


Bilirsin, kelimelerle aram çok iyidir...
Çok güzel cümleler kurabilirim onlardan ama,
Sensiz bir dünya yaratamam...

13 Ocak 2013 Pazar

Yürek Sızım Sızlamasın...


Gündüzler hiç yaşanmasın istiyorum,
Güneş hiç doğmasın,
Yıldızların parıltısı kaybolmasın,
Şarkılar hiç çalmasın istiyorum;
Yürek sızım sızlamasın diye...

Uykular hiç gelmesin istiyorum,
Rüyalarıma giremeyesin diye...
Gündüzler hiç yaşanmasın istiyorum,
Aklıma düşmesin ayrılığımız,
Yürek sızım sızlamasın diye...

Seni çok seviyorum,
Ama sevmek istemiyorum...
Gözlerine dalıp gitmemek için,
Yüzünü bile görmek istemiyorum...
Hiç gülümseme istiyorum bensiz iken,
Yürek sızım sızlamasın istiyorum...

Göz kapaklarımla savaşıyorum her gece,
Kaç kahveyi öldürdüm bilmiyorum, sensiz gecelerde...
Herşey düzgün olsun istiyorum,
Hayatım düzenli olsun istiyorum, ama;
Yürek sızım sızlamasın istiyorum...

Gülümsüyorum sen dışında herkezin yüzüne,
Kimseye seni sevdiğimi söylemiyorum,
Mutluymuş gibi rol yapmaya çalışıyorum,
Ama; herkez gibi maske takmayı beceremiyorum...
Seni görmek istiyorum,
Seni ne kadar özlediğimi söylemek istiyorum...
Hatta delilik yapıp seni ne kadar çok sevdiğimi,
Tüm dünyaya haykırmak istiyorum, ama;
Yürek sızım sızlamasın istiyorum...

Sabahlara kadar içmek istiyorum,
Günboyu seni düşünmek,
O güzel günlerimi yad etmek istiyorum...
Üşümek istiyorum;
Soğuktan donarcasına titremek istiyorum,
Sonra sen gel ellerimi ellerinle ısıt istiyorum...
Sonra durup düşünüyorum,
Gelirse vazgeçemem diyorum,
Yürek sızım sızlamasın diyorum...

Ve susuyorum...
Ruhumu bir yudum alkole,
Bedenimin yorgunluğunu göz kapaklarıma teslim ederek,
Susuyorum...
Yürek sızım sızlamasın istiyorum,
Sen çık gel istiyorum, ama;
Gelirsen gitmenden korkuyorum,
Ve susuyorum...

10 Ocak 2013 Perşembe

Eski Sevgili...


Son bir vedaydı beklediğim,
Ne bir öpücük, ne de son bir cümle...
Sessiz sedasız bir sarılış, bir dokunuştu özlediğim...
Ne son bir cümle ne de bir ışıktı beklediğim...
Son bir veda istemiştim senden,
Gözlerinin içine bakarak son kez veda etmek istemiştim sadece...

Çok sessiz oldu bu gidişin,
Her ayrılık sessizliğe boğar iki tarafıda
Ama bu sefer çok koydu sessizce gidişin...
Çok değildi bir vedanı bekleyişim,
Geri dönmiceksin elbet,
Ama seven gönüle yakışmaz böyle terkediş ve terkediliş...

Ne sen mutlu olucaksın gittiğin yerde,
Ne de ben huzur bulucam artık senin olmadığın bu şehirde...
Ne kadar uzak olsada bedenlerimiz,
Her zaman yanyana gönüllerimiz...

Belki inkar edersin hala yüreğindeki yerimi,
Ne dersen de sen her zaman yüreğimdesin,
Eski sevgili...
Nereye gidersen git,
Ne kadar kaçarsan kaç benden,
Ya da nereye gidersen git...
Aklının almadığı ve hiç anlayamadığın tek şey
Bendeki yerin hiç değişmicek ve sen hep bende kalıcaksın...

Bedenim toprakla sevişip çürüyene kadar,
Sen her zaman yüreğimde kalacaksın...

4 Ocak 2013 Cuma


Sen elimde tuttuğum bir ateş,
Ben'se ağzımda bir sigara...
Bile bile yakıyorum kendimi seninle,
Ve her nefeste daha çok seviyorum seni...

Dokunmayın Bana!

Dokunmayın yarama,
Ağlarım artık...
Zaman mekan ve kalabalık umrumda olmaz,
Taşar göz pınarlarım...
N'olur uzak durun benden,
Yaşattıklarınız yeter artık...
Zaten ölüyorum kederimden,
Dokunmayın bana...

Anlat demeyin bana,
Anlayamazsınız anlattıklarımı,
Anlaması gerekenler bile,
Anlatıklarımı bilmelerine rağmen hala salakta...
N'olur dokunmayın yarama...
Çok derinden olur kanamalarım,
Her bir yanımı sarmış yar yaraların...
Dokunmayın bana...

Bıktım artık yalan dolan sözlerinizden,
Sahte sevgi gösterilerinizden,
Teselli etme çabalarınızdan!
Bırakın artık beni!
Ne sevin ne de sayın bundan sonra!
Uzak durun benden,
Dokunmayın yaralarıma,
Sizin olsun merhemleriniz,
Sizin olsun sevginiz saygınız,
Sizin olsun ahlakınız dininiz ibadetiniz!
Uzak durun benden !
Dokunmayın artık bana!

Bu mu lan sevgi dediğiniz?

Sevgi dediğiniz basitleştirdiğiniz, hatta sattığınız içine sıçtığınız o duyguyu nasıl tanımlıyorsunuz? Sevgi dediğiniz insanları tiksindirdiğiniz o duyguya neye göre karar veriyorsunuz? Sevgi de önemli olan tip boy pos kilomudur? Yoksa sizi sevenin sizi ne kadar mutlu edebildiğimidir? Yalanlardan yarattığınız dünyanın içinde mi yaşanır, yoksa yüreklerdemi? Siz böyle yaparak sevgiyi değil aslında kendinizi basitleştiriyorsunuz... Kullandığınızı sanıyorsunuz o duyguyu ama asıl kullanılan kendiniz oluyorsunuz! Hemde kendi kendinizi kullandırtıyorsunuz! Şimdi alayınıza sövmek vardı ama, duyguların hakkını veremeyen insana sövsen ne anlarki? Böylelerinin yüreklerini söküp atmak aslında ama... İnsanları yaptıklarıyla yargılayan karaktersizler; hiç gidip derdini dinlediniz mi o psikopat dediğinizin? Hiç gidip sordunuzmu lan neden bunu yapıyosun diye? Anca insanların arkasından konuşmayı bilirsiniz. Götünüz yemez çünkü karşısına çıkıp onu dinlemeyi. Sonrada müslümanın diye geçinirsiniz. Ulan şerefsizler! Gıybetin, dedikodunun affedilemez günah olduğunu yazan kitaba ibadet ederken bu yaptığınıza müslümanlık mı diyorsunuz? Size son sözüm; Allah herkesi ve herşeyi görür ve duyar. Bir bok yiyecekseniz ya tam yiyin ya da hiç tenezül etmeyin.Dürüst olun lan biraz insan olun biraz. İnsan olun ki tarafınız belli olsun. Düşmanlığınızda büyük olsun dostluğunuzda. Şerefsiz olmayın, yavşak olmayın. Ya da delikanlı ayağına yatmayın!

3 Ocak 2013 Perşembe

Gözyaşlarımın sorumlusu ne sensin, ne de ben...
Herşey şarkıların suçu...
Karanlık caddeleri aydınlatan ışıklar gibiydin, 
Sen ışığını kesince; Ben yolumu kaybettim...



Dön Gel Demicem...

Bir karanlık çöktü yüreğimin sol köşesine,
Ne olduğunu bilemediğim bir duyguyu yaşıyorum...
Sanırım ilk defa yalnızlık acıtıyor canımı...
Dön gel demiceğim artık sana,
Biliyorum ki zaten dönmiceksin sen de bana,
Ben senin aptal aşığındım oysa,
Nereye çeksen oraya gelirdim...

Baksana senin dışında bir cümle bile kuramıyorum,
Aklımda sensin fikrimde...
Görmüyorsun seni nasıl seviyorum,
Anlamıyorsun ama;
Ben senin aşkından ölüyorum!
Bir şerefsizin sevgisine sattın yüreğimi,
Paramparça ettin yaktın bedenimi...
Küllerimi savurdun aşk yollarına,
Hasretinle yüreğimi kavurdun...

Uyumak İstiyorum...

Uyumak istiyorum...
Sadece uyumak...
Çünkü sadece uykularımda geçiyor yokluğunun ağır sancısı,
Bu yüzden hiç uyanmadan uyumak istiyorum...

Sürekli seninle olmak,
Sıcaklığını, bakışını, gülüşünü görmek istiyorum...
Yokluğuna dayanamıyorum,
Çıldırıyorum sensizlikten,
Anlatamıyorum yokluğunun ağır sancısını kaldıramıyorum...
Seni görebildiğim tek yer uykularımdaki hayalin...
Yokluğuna ve sessizliğine sadece uykularımda katlanabiliyorum
Bu yüzden hiç uyanmadan uyumak istiyorum...

Sensiz ne güneşe bakabiliyorum,
Ne de mehtabı izleyebiliyorum...
Acı veriyor nereye baksam,
Kiminle konuşsam...
Ne senin yerini tutabiliyorlar,
Ne de yokluğunun verdiği ağır sancımı dindirebiliyorlar...
Yapamıyorum...
Uyumadan başka türlü yokluğuna dayanamıyorum...
Bu yüzden azrail canımı alana kadar,
Uykularımda hayalinle yaşamak istiyorum...

Her şarkı acı veriyor,
Her şiir seni anlatıyor...
Sanki çektiğim acı yetmiyor gibi,
Bir de onlar derdime dert ekliyor...
Anlamıyorsun...
Anlamıyorlar...
Yaşadığım bu aşk acısına katlanamıyorum daha fazla...
Seviyorum, seni çok seviyorum,
Sensiz ben yaşayamıyorum...
Bu yüzden sadece uyumak istiyorum...

Neden? Neden sadece rüyalarımda benimlesin?
Neden yanımda değilsin?
Neden hayatıma zehir ektin de gittin?
Az mı sevdim?
Az mı değer verdim de sevemedin?
Uyumak istiyorum sadece uyumak istiyorum...

Söylediklerini bir türlü unutamıyorum...
Verdiğin sözler geliyor aklıma,
Aklıma mukayet olamıyorum,
Ben bu acıyla yaşayamıyorum...
Napıcağımı bilmiyorum sensizliğe nasıl alışıcağım,
Yokluğuna nasıl dayanıcam, boşluğunu nasıl doldurucam?
Bilemiyorum...
O kadar çaresizim ki karşında;
Bu yüzden hiç uyanmadan uyumak istiyorum...

Ben her uykuya uyanmamak ümidiyle yatıyorum,
Ne sensizliğe ne de sessizliğine alışamıyorum...
Ayrılık yoktu birbirimize verdiğimiz sözlerde,
Başkası uğruna terk etmek yoktu!
Yüreğimizi çalıp kaçmak yoktu...
Söylesene sevdiğim bu yaptığın hangi aşk kitabına uydu?
Sen neşeyle yeni bir güne uyanırken,
Ben yine bütün çaresizliğim ve acılarımla,
Hiç uyanmamak ya da uyanamamak ümidiyle,
Hayalinin olduğu diyalara kanat çırpıyorum,
Ve gözlerimi kapatıyorum....
Çünkü uyumak istiyorum...

Seni Severken Kaybettim Duygularımı...

Seni severken kaybettiğim duygularımı,
Seni hatırlamaya çalışırken içtiğim sigara da buldum ben.
Belki kızıcaksın şimdi bana,
Söz vermiştin bırakcam demiştim diye,
Sen de söz vermiştin,
Seni bırakmıcam diye...
Senden öğrendim ben verdiğim sözleri tutmamayı,
Senden öğrendim ben neyi sevdiğimi bilmeden seni seviyorumlu cümleler kurmayı,
Sana da demişimdir elbet seni seviyorum diye,
Belki de bilemedim ben seni degil seni unutturan o maddeyi sevmişim...
Özürdiliyorum ama senden degil,
Seni ona tercih ettiğim, senin o kötü bildiğin,
Ama beni gerçekten seven ve mutlu eden o şeyden!
Bana o olmazsa ben hep yanındayım demiştin,
Ben de sana senin olduğun yerde o olmaz demiştim.
Şimdi hiç kızma bana boşuna,
Çünkü sen yanımda yoksun,
Ama o hala dudaklarımda...
Sen aklıma gelince acı veriyorsun,
O aklıma geldiğinde senin yaşamamı istemediğin,
Bozuk para gibi harcadığın tertemiz duygularımla,
Beni mutlu ediyor...
Belki aciz işi bizimkisi,
Belki tiryaki, belki müptezel...
Ama delikanlıdır bunun içicisi,
Ne kahpeliktetir eli,
Ne de şerefsizlikte...
Kim ne derse desin bize,
İsterse herkes yaptıklarımızla yargılasın bizi...
Ama şunu unutmayın ki;
İçimizdekileri ve yaptıklarımızın sebebini,
Ne bizi tanıyan bilir, ne de tanımayan...
Yukarıda bir Allah var bizi anlayan!
O yüzden iplemiyorum sizlerin söylediklerini,
İster p..ç deyin ister serseri...
Nefesimsin derim sana,
Çekip gidersin giderken öldürdüğünün farkında bile olmadan...
Ben ölmek isterim sen gittin diye,
Adımız çıkar gözü kara serseriye...
Ulan şerefsiz!
Biz sana katil dediki giderken nefesimi kestin diye?

Yokluğunla Yaşanmıyor...

Bütün şarkılar yokluğuna yazılmış sanki,
Her şarkıda bir parça ben bir parça sen varsın...
Olmuyor gerçekten yokluğunla yaşanmıyor,
Alışılmıyor sensizliğe, dayanılmıyor içimdeki ateşe,
Gitme kal diyor şarkılar,
Onlar bile anlıyor beni senin anlayamadığın kadar...

Ölüm olsa sevgin seni yine severim,
Zehir olsa dudakların, doya doya öperim...
Nehir olsa yüreğim, her damlam sana dökülsün isterim...
Mutluluk kadar uzak,
Ölüm kadar yakınsın bana...

İfrit oluyorum bu tavırlarına,
Sende seviyorsun biliyorum ama ;
Ayrılığı bize neden yaşatıyorsun çözemiyorum...
Öyle bir çaresizlik içindeyim ki;
Derdime bulduğum çarelerin içinde bile çaresizim...

Sevmesini Bilmek Gerek...

Bir kişi yakar ciğerini,
Bin kişi söndüremez ama...
Sen onu düşünürsün, onunla hayal kurarsın...
Sonra sevmeye başlarsın onu deliler gibi ama...
Söylersin ona sevdiğini,
İlk başlarda hoşuna gider tabi kıçı pohpoplanıo ya 
Sonra ilk başta hoşuna giden sevgi gösterisi,
Bir ayrılık sebebi oluverir ''Çok sıkıyosun''
En basit bahanedir aslında onu sevmediğini söyleyemediği için bunu söylemek...
Ama sen onu öyle bir seversinki,
O artık ne yapsa da terk edemezsin...
Seni hergün ağlatsada,
Bir nefret gibi çoğalır ona sevgin...
İşte aptallık da budur aslında...
Lan sen hergün kendini alkole vur sigaraya vur,
Arabeske yada rock şarkılara vur...
Neye fayda koçum neye fayda?
O kendi dalgasında yüzerken,
Yüzü güneşin parıltısını bastırabilecek kadar parlaksa,
Ve hala gülebiliyorsa senin bunları yapman neye fayda?

Sevmesini biliceksin oglum!
Herkes gibi olucaksın fazla değer vermiceksin,
Bunu göstermiceksin ona.
Anlatmayacaksın onun için bir mecnun bir ferhat olabilceğini anlatmıcaksın!
Yeri geldiğinde azına da sıçıcaksın.
Her zaman sevgiyle yaklaşmicaksın ilgi göstermiceksin!
Öğren bunları oğlum öğren...
Bırak gönlünün gönlünü etmeyi,
Aklını kullan mantığını kullan,
Gönüle söz kar eder mi?
Ederse de gönül söz dinler mi?...

Bir Hayırsızı Seviyorum...

Kabul ediyorum ben bir hayırsızı seviyorum...
Tamam sus artık konuşma,
Ben seni anlıyorum...
İstediğin kadar sev o bana tercih ettiğini,
İstediğin kadar bak gözlerine, yak kendini...
Ben yine de seni seviyorum...

Bırak ellerin onun ellerine değsin,
Ben ellerinin ellerime değdiği zamanı hayal ederek seni seviyorum...
Hadi git, gir koynuna...
Sabahları öperek uyandır onu,
'Seni seviyorum' de ona da;
'Günaydın' de her sabah...
Ben senin onu sevdiğini bile bile seni seviyorum...

Varsın olsun, beni serseri bilsinler,
Sevdiğim için gözümü karartışımı psikopatlığımdan bilsinler...
Umurumda değil hiçbir şey ve hiç kimse...
Ben seni seviyorum, hem de ölürcesine...
Elbet göreceksin sende;
Benim kadar kimsenin seni sevemeyeceğini anlayacaksın elbet,
Yaşamadan öğrenemezsin zaten seni nasıl sevdiğimi...

Sende çekeceksin bana çektirdiklerini,
Ciğerlerin alev alev yanacak söndüremeyeceksin...
Hiçbir merhem çektiğin yürek sancısını dindiremeyecek,
Beni hatırlayacaksın, 'acı çekiyorum' deyişlerimi hatırlayacaksın...
Sonra yaptıklarımı düşünüceksin,
Belki o zaman bana hak vericeksin...

Ben seni, sen beni sev diye sevmedim ki;
Ben senin yalancı masumiyetine kandığım için sevdim,
Değer bilirsin, sevilmeyi hakedersin diye sevdim...
Sen onu sev, onun saçlarını okşa,
Onun omzuna koy başını ve orada ağla...
Ben senin onun olduğunu bile bile seviyorum seni...

Belki beni hiç sevmedin,
Ya da yeteri kadar değer vermedin...
Olsun...
Ben seni yine de seviyorum, ölürcesine seni seviyorum...
Gülüşlerine aldandım ben senin,
Şu anda senin onun gülüşlerine aldandığın gibi...
Bakışlarındaki yalancı saflığı sevdim ben senin,
Yalancı olduğunu bilemedim...

Kördü gözlerim,
Hiçbir hatanı yargılayamadım senin,
Senin sevmediğin kadar çok seviyordum ben seni...
Zamanı geldiğinde;
Yani sana verdiğim değeri değer verdiğinde göremediğinde,
Anlayacaksın; değer verdiğinin değil, değer verenin yanında olman gerektiğini...
Senin değer verdiğin değerini düşürdüğünde,
Geri dönmek isticeksin kalbimdeki o eski yerine...

Arada onca zaman da geçse;
Yerin hiç değişmicek bu kalpte...
Bunu sen de bileceksin,
Ama geri dönemiceksin....
Geri dönmek için kendinle çok savaş vericeksin,
Belki yeniceksin belki yeniliceksin...

Aklına gelicek giderken yaşattıkların,
Pişman olucaksın ve tükürdüğünü yalayacaksın...
İşte o zaman;
Ben sana git demicem...
Çünkü sen geri gelmesende;
Ben seni hep sevicem ve hep beklicem...

Sen Söyle Şimdi İzmir...

Söyle İzmir sen söyle şimdi;
Faydası olur mu bu şehri bırakıp sana gelmenin?
Acımı dindirebilecek misin?
İçimdeki ateşin küllerini savurabilecek misin ?

Şimdi sen söyle İzmir?
Denizinin maviliği unutturabilecek mi bana o vefasızı?
Acımı dindirebilecek mi denizinin tuzu?
Yoksa yaramı mı deşecek?
Bana iyimi geleceksin?

Söyle İzmir sen söyle şimdi,
Ben susayım bu gece sen konuş...
Açalım bir 70 lik,
Olmadı saralım bir sigara...

Söyle İzmir sen söyle şimdi,
Her şey biter mi senden uzak şehirlerden koşup sana gelirsem?
Acılarımı dindirebilecek misin İzmir?
Yakmalı mı bütün acı veren şehirleri?
Yoksa acılara denizinin tuzunu basıp yakmalı mı acı veren bu yüreği?

Söyle İzmir sen söyle şimdi,
Sevmeyi mi bilemedim,
Sevilmeyi mi haketmedim?
Sevdiklerim mi şerefsiz?
Sevemeyenler mi?

Sen Gittin Gideli (Seslendirme)

Sen gittin gideli gönlümün aşk kokan şehrinden,
Ben gündüzleri hiç yaşayamadım...
Çünkü sen;
Umutla neşeyle başladığım yeni bir günün yarısında çekip gitmiştin...
Hem günümü hem beni yarım bırakarak...
Ne gündüzü yaşattın bana,
Ne de bir umut bıraktın giderken bana...
O yüzden ben gündüzleri hiç yaşayamadım...
Hiç görmedim güneşin yeryüzünü aydınlatan ışığını,
Soğuktan kaskatı kesilmiş kalpleri yumuşattığını hiç göremedim...

Sen gittin gideli;
Ben gündüzleri hiç yaşamadım.
Neyim var neyim yoksa;
Herşeyimi gecelerle yaşadım...
Yıldızlara anlattım derdimi, sevgimi...
Işık olarak görebildiğim tek şey ay'ın ve yıldızların yansımasıydı...
Hiç uyumadım ben geceleri,
Hem içtim hem özledim,
Yeri geldi yokluğuna sarılıp, hasretinden ağladım...
Unuttum insanlar için hayatın güneşin doğuşuyla başladığını,
Ben kendime gecelerden bir dünya yarattım,
İçinde hayallerim ve umutlarım olan,
Yalan dolan, sahtelik, kahpelik olmayan tertemiz dürüst bir dünya...
Ben dünyamdaki en saf en temiz duyguları sana sakladım,
Olur ya; Hani belki bir gün geri dönmek istersin diye...

Sen gittin gideli;
Ben gündüzleri hiç yaşamadım...
Her güneşin doğuşuna sen kala uykulara daldım,
Onunla avuttum kendimi,
Onunla unuttum gittiğini...
Bu yüzden seni hep yanımdasın sandım...
Sen ne kadar dirensende, ben gittiğine hiç inanmadım.
Çünkü; gidişini hatırlatıcak bir tek gündüzü yaşamadım,
Sen gittin gideli...
Güneşim'din sen benim;
En karanlık dünyamı bir anda aydınlatabilen,
Tek gerçeğim yaşama sebebimdin...

Sen gittin gideli;
Gündüzleri hiç yaşamadım ben...
Çünkü her gün yarım geliyordu bana...
Senin benden gittiğin o dakikayı,
Hatırlamamak için hergün rüyaları sen dolu uykulara dalıyorum ben...
Güneşimsin demiştim sana hiç gitmezsin diye düşünerek,
Demek ki hata etmişim her doğan güneşin batacağını düşünememişim...
Şimdi düşünüyorum da;
Ben senin uğruna kaç günümü hibe etmişim,
Kaç gece uykularımı erteleyip sabahlarımı terketmişim...
Asıl hatayı ben burda etmişim;
Bir aptal gibi seni sevmişim...
Seni onunla görünce anladım...

Sen gittin gideli;
Çekip çarptığın o kapı hiç kapanmadı,
Hala ardına kadar açık ve hala ışığı yanık...
Sen ne kadar kör baksanda;
Ben senin gördüğün yerdeyim aslında.
Umutsuz fakat ümitle,
Gelmediğin her güne lanet okuyarak,
Seni bekliyorum...



Duyabileceğin Tek Şey Selâ'm Olucak...

Duyabileceğin Tek Şey Selâ'm Olucak...

Son sözlerimi bile duyamıcaksın bu defa,
İnsanlık yaptım sana, son kez seni seviyorum diyebilmek için, can havliyle aradım seni.
Ölüm haberimi benden duy istedim,
Bir selâ sesiyle uyanma diye sabahlara...
Sen bunu bile haketmedin,
Ne hayatı yaşattın bana;
Ne de ölmeme izin verdin...
Ama bir can borcum olsun sana,
Bugün olmazsa; yarın, bu can feda olsun sana...

Bundan sonra ne haber ne de bir selam,
Benden duyabildiğin tek kelam seni seviyorum olsun,
Sen sevmesende, sevdim ben seni...
Hiç karşılık beklemeden gösterdim sevgimi,
Ne bir şans verdin,
Ne de sevmeyi denedin...
Söyleyebildiğin tek şey 'haketmiyorum sevgini' deyişin...
Ölüm; sana acı, bana hayat vericek bundan gayrı,
Fazla uzun sürmez, 'unuturum seni' diyebildiğin gibi,
Unutursun elbet, senin için bu canı feda ettiğimi...
'Düşünme beni' dediğin gibi, şimdi sen de düşünme beni...

Bunlar artık, sana ve hayata son cümlelerim,
Ne şiirimi duyarsın bundan sonra,
Ne de bir haberimi...
Duyabilceğin tek şey selâ'm olucak bundan sonra...
Yaşamayı beceremedim ben senin gibi,
Hep sevdim, değer verdim.
Sonunda ne sevildim, ne de değer bildirebildim...
Ölmeyi başarıcam ama, kararlıyım bu konuda...

Sen sevmiyorum desen de;
Yaşadığım acıyı yaşatıcam sana...
Unutman fazla zamanını almaz belki ama;
Kısa süreliğine de olsa yaşadığım acıyı yaşatıcam sana...
Seni sevdiğim kadar sevmeye çaba gösterseydin beni,
Çok mutlu ederdim seni...
Şimdi sana yeni piçinle, yeni hayatında mutluluklar diliyorum..
Benim hakkımda duyabilceğin tek şey selâ'm olucak bundan sonrai söz veriyorum...

Ve; bilirsin ki verdiğim sözümü tutarım ben...

Yaşarken Öldüm Ben...

Sensiz geçen her günün acısını bir bir çentikledim yüreğime,
Her gün senin başkasıyla olman korkusunu içimde yaşadım ben,
Kimse bilemedi seni nasıl sevdim ben!
Sen değer misin benim sana verdiğim değere bilmiyorum ama,
Ben sana değer verenlere ecelini vericem.
Ölüm kokucak her bir tarafın,
Leşlerin ve keşkelerinle yaşicaksın benim içerde yattığım hergün!
Sonra bitecek sanıcaksın,
Herşey yoluna giricek sanıcaksın.
Şu anda benim herşey yoluna girer düşüncesiyle beklerken yaşadıklarımı,
Sen, ben içerdeyken yaşayacaksın!
Fazla umutlanma ama;
Çıktığımda yine aynı şeyleri yaşayacaksın.
Ta ki; ecelini verdiklerim ecelimi verene kadar !
Sen beni yaşarken öldürdün,
Ben seni yaşatanları öldürdüm diyicem sana.
O zaman çok uzak sanma.
Az kaldı sana leş kokan bir dünya yaratmama çok az kaldı...

Bekliyorum Her Gece...

Hiç umudum yok geri döneceğine,
Ama; ahmaklık bu ya işte,
Seviyorum diye bekliyorum her gece...
Biliyorum beni sevmediğini,
Ya da bilmiyorum...
Gözlerin seviyorum dercesine yakarken kalbimi,
Dudaklarından dökülenler siktir git dercesine yakıyor ciğerlerimi...
Gidiyorum diyorsun bana hiç birşey olmamış,
Aramızda sanki hiç birşey yaşanmamış gibi...
Onca sevgimi hibe edip gidiyorsun...
Yokluğunla beni başbaşa bırakıp,
Yanlızlığa dayanılmaz bir acı ekliyorsun...
Suçum neydi benim?
Seviyorum diye mi sevilmiyorum?
Hani diyordun ya ben hiç böyle sevilmedim diye,
Şimdi bu yaptığın reva mı bu sevgime?
Daha önce hiç bu kadar çok sevilmedim alışkın değilim bu kadar ilgiye, ben senin sevgine layık değilim diyerek gitmek mi?
Yoksa kalıp o sevgiye layık olabilmek midir insanlık?
Sevemicektin madem beni,
Kaldıramicaktın sevgimi,
Neden evet dedin bana sana verdiğim gün kalbimi?
Hani çok yaralanmıştın sen de benim gibi?
Hani çok kırılmıştın incinmiştin?
Böyle mi ders aldın sevgisizlikten?
Böyle mi öğrendin seviyorum deyip terk eden piçlerden?
Sevene acı çektirmek midir sevenin hakederi?
Onu düşünür gibi yapıp aslında hiç umursamamak mıdır?
Olmaz güzelim olmaz...
Ne böyle ayrılık,
Ne de böyle sevgi olmaz...
Uğruna canını verebilecek kadar sevene serseri,
Seviyorum diyerek terk edebilene piç,
Sevene aptal,
Sevmeyene zeki kavramları yakıştırılmaz!
Yaptığın hatalar hatalarla kapanmaz...
Ya sevmeyi öğreniceksin gerçekten adam gibi!
Ya da sevilmiyorum diye şikayet etmiceksin!
Ya sevenin değerini biliceksin,
Ya da değer bilmeyeni sevmiceksin...
Sonra çok üzülürsün çok yanarsın...
İş işten geçtikten sonra,
Akıl başa gelse kaç yazar gelmese kaç yazar?
Sen o seveni üzdükten sonra ,
Bir daha sevilip mutlu olabilceğinimi sanıyorsun?
Müslümanım diyorsunuz dindarım diyorsunuzda;
Hangi kitabın emrini uygulayarak seven insanı aşağılayıp üzüyorsunuz?

Suskunluğuma Aldanmayın...

Suskunluğuma aldanmayın;
İçimde kopan fırtınaları hiçbiriniz anlayamazsınız.
Bu yüzden bana derdini anlat demeyin.

Beni yaptıklarımla yargılamayın;
Yaptıklarımın sebeblerini bilmeden, duyduklarınıza aldanmayın...
Beni dinlemeden,
Beni tanıdığınızı sanmayın!
Yıllardır yaşadıklarımızı bilmeden.

Sormayın beni ona buna;
Derdiniz varsa benimle halledin.
Çözümü yoksa derdinizin,
Ya kafama sıkın ya da siktirin gidin.

Beni anlamak için geçmişimi kurcalamayın,
Geleceğime bakın.
Bana öyle sahte gülüşlerle, yalan sözlerle cümleler kurmayın;
Dürüst olun ki;
Dostluğunuzda büyük olsun düşmanlığınızda...

Önemli olan sizin benim hakkımda ne düşündüğünüz değil;
Benim size nasıl davrandığımdır.
Hepiniz maskelerle karşıma çıkarken;
Benden size insanlık göstermemi beklemeyin.

Bundan böyle;
Herkese takındığı maskenin ederi kadar değer;
O maskenin altındaki korkak benliği kadar, kahpelik.
Kim nasıl görünürse gözüme,
Bundan gayrı öyle kalır şeyimde...

Mecnun Misali...

Bir mecnun gibiyim çöllerde,
Serabını görüyorum baktığım her yerde;
Üstünde bembeyaz bir gelinlik,
Elinde gelin çiçeğin ile...
Daha ne duruyorsun?
Savursana çiçeğini, 
Hadi at artık şu imzayı, bekletme beni...
Aç duvağını;
Bir öpücük kondurayım,
Alnının tam ortasına bir mermi gibi sıkayım sevgimi,
Dudaklarımla...

Bak herkes alkışlıyor bizi,
Ve herkesin dudaklarından yankılanan aynı cümle,
'Çok sevmişler birbirlerini'...
Gülümsüyorum onların bu sözüne,
Hiç bozuntuya vermiyorum, senin beni sevmediğini bilmesinler diye...
Ben mecnun misali kalmışım çöllerde,
Sen leyla olamadın bir türlü verdiğim aşk şerbetiyle...
Az mı geldi de sevemedin?
Yoksa çok verdim de şarhoş olduğundan mı sevemedin?
Çözemedim ben bu durumu...

Bu nasıl bir duygudur ki;
Sevenler her zaman acı çeker?
Sevilenler, sevildiklerini bildiği halde,
Muhtaç olucakları o sevgiyi ellerinin tersiyle iterler?...
Çok anlamsız geliyor aşk denen varlığı ispatlanamamış duygu karmaşası,
Herkes çok seviyor,
Fakat kimse sevilmiyor...
Bu nasıl bir ilişki?
Bu nasıl bir çelişki?
Çok seversin bunalırlar,
Az seversin sıkılırlar...
Kahvenin bile ortasını tutturamayan insanlardan,
Duygularını ortalamasını nasıl beklersiniz ki?

Herkes yazar, çizer, okur, söyler aşkı...
Fakat kimse anlayamaz bu aşk'ın kaçtır yaşı?
Kimse bilmez aşk'ın anlamını,
Ama sorsan aşıktır her ahmakın aklı...
Esas aşk âma'lardadır aslında,
Görmezler ama kalpleriyle yaşarlar onlar,
Aşktan değildir âma'lıkları belki ama;
Onlar kendini aşk'a adarlar...

Ölüyorum Anne !

Acılar içinde kaldım ölüyorum anne!
İyimisin diye soranlar çok oluyor;
İyi değilim diyemiyorum anne...
Seviyorum, çok seviyorum...
Ama o beni sevmiyor be anne!
Sevmiyor..

Ben ölüyorum anne;
Cehennem ateşi gibi bir ateş var içimde,
Buz misali yüreği bile söndüremiyor ateşimi...
Kimseler anlamıyor beni,
Herkes kötü biliyor senin oğlunu anne!

Yüreğim parçalanıyor,
Gözlerim dolu dolu oluyor onu aklımdan siktir edemedikçe,
Yanıyorum, ölüyorum diyorum;
Kimse, kimse anlamıyor anne!

Haykırmak istiyorum acılarımı,
Ama çığlıklarımın sesi kısılıyor acımdan,
Bağıramıyorum anne...

Anne;
Biricik oğlun ölüyor anne...
Ama sen üzülme,
Nasıl olsa kavuşuruz seninle,
Yüreğime ağır geliyor bu hayat,
Ben yaşayamıyorum anne!...
Yaşayamıyorum, yüreğime ağır geliyor bu hayat...





Acı Çekmek Nedir Bilir misiniz?

Öldürmeyen acı güçlendirir derler,
Yalanını siktiklerim!
Öldürmeyen acıya acı mı denir?
Siz acı çekmek nasıl bişeydir bilirmisiniz lan?
Hayat dediğiniz bu maskeli baloda,
Hanginiz maskesiz dolaşabiliyorsunuz?
Madem o kadar delikanlısınız,
Çıkarın maskeleri bakalım acıya dayanabiliyormusunuz?
Canınız yanmadığı için mi hepiniz intikam ateşiyle yanıp tutuşuyorsunuz?
O zaman siz intikam ne için alınır bilmiyorsunuz!
Akmamış kanın, yanmamış canın intikamı olmaz!

Ya da hadi diyelim acılara tepki vermiyorsunuz,
Hiçbirşey canınızı acıtmıyor.
Ulan ibine madem hissedemiyorsun,
O zaman yaşadığını nasıl savunabiliyorsun?
Eğer nefes alabiliyorsan en duygusuz insanda olsan;
En karaktersiz en şerefsiz de olsan,
Acılarını inkar etmiceksin!
Takmıcaksın olum o maskeyi takmicaksın lan!
O kadar mutsuzluğun içinde boğulurken,
Mutluymuş gibi yapmıyacaksın!
Delikanlıyım diyorsan;
İntikam için değil;
Dürüst, namuslu, şerefli ve haysiyetli yaşamak için uğraşıcaksın!
Sevişmeyi değil;
Sevmeyi sevilmeyi, değer verip , sana verilen değere layık olmayı öğreniceksin !

Hasretin Ağır Geliyor Dayanamıyorum...

Yetmedi mi çektirdiğin bu acı?
Daha ne kadar dayanabilirim ki hasretine?
Etme gözün sevdiğim, kır çiçeğim,
Geç gelen baharım solmayan güneşim...
Bitsin artık bu ayrılık,
Sönsün artık bu içimdeki sensizlik ateşi...
Hadi gel, gel de bitir şu yürek sancımı...

Yetmedi mi çektirdiğin bu ayrılık?
Sende seviyorsun biliyorum.
Kimse inanmasada, ben sevdiğine inanıyorum...
Anlam veremiyorum bu ayrılığa,
Neden gittiğini düşünüyorum;
Hiçbir sebeb bulamıyorum yaşadıklarımızın yanında...

Çok yorgunum vefasızım,
Hasretin ağır geliyor yüreğime dayanamıyorum...
Ben sensiz yaşayamıyorum!
Dışarda gördüğün ben değilim,
O gülen yüz benim değil,
Düşünüyormuş gibi yapan o akıl bende değil,
Ben sendeyim...
Herşeyim sensin benim...

Nasıl olduğumu merak etmiyor musun hiç?
Hiç mi düşmüyorum aklına?
Gözlerini kapattığında hiç mi düşmüyor gözlerine slüetim?
Seni seviyorum meleğim...
Seni seviyorum...

Neyin cezası bu bize yaşattığın?
Cehennem de yaşamanın bile bir sonu var.
Bu yaşattığın acının sonu ne zaman?
Her aşk masalı mutlu biter diye bilirdim ben,
Masal gibi yaşamadık mı biz aşk'ı?
Peki sonu neden bu kadar acımasızdı?